29 Nisan 2012 Pazar

HASTALIK VE ZARARLILARA KARŞI MÜCADELE YÖNTEMLERİ


1. Kültürel Önlemler:



Bitkiyi hastalıktan korumak, tedavi etmekten çok daha kolaydır. Bu nedenle üretim alanında aşağıda sıralanan kültürel önlemler mutlaka alınmalı, böylece yetiştirilecek bitkilerin hastalık ve zararlılara karşı daha dayanıklı olmaları sağlanmalıdır.

- Bir bitki birkaç yıl üst üste aynı alanda üretilirse, topraktaki makro ve mikro elementlerin azalması sonucu bitkilerde fizyolojik zayıflıklar ortaya çıkar. Bundan dolayı çeşitli hastalık ve zararlılara karşı da son derece hassaslaşarak önemli ölçüde zarara uğrarlar. Bu durumda yapılacak en iyi iş; aynı alanda yetiştirilecek bitki türünü her sene veya iki sende bir değiştirmek suretiyle münavebe sistemi uygulamaktır. Ancak münavebeye girmeden önce o yerdeki hastalık etmenleri ve zararlı türler iyi bilinmelidir.

- Tek ve çok yıllık bitkilerdeki virüs hastalıklarının bir türden diğerine bulaşmasını önlemek için alan izolasyonu uygulanmalıdır. Ancak izolasyon alanları arasındaki mesafenin 300 – 500 m arasında olması gerekir.

- Üretimde kullanılacak çiçek soğanı, yumru, rizom, tohum, çelik, fide, aşı kalemi,  fidan gibi materyaller tamamen sağlıklı olduğu bilinen yerlerden alınmalıdır.

- Fideler erken ve kaliteli yetiştirilmeli, küçük saksılardan büyüklere veya bahçe ve seralara zamanında nakledilmelidir.

- Ekim ve dikimler en uygun zamanda yapılmalı, ekim ve dikim derinlikleri tekniğe uygun olmalıdır.

- Toprak işlemesi ve sulamalar zamanında yapılmalıdır.

- Toprak belli zaman aralıklarıyla potasyum, süper fosfat ve az miktarda da azot gübresi ile gübrelenmelidir.

- Yabancı otlarla mücadele muntazaman sürdürülmelidir.

- Çiçek ve tohum hasadı zamanında yapılmalıdır.

- Soğan, rizom ve yumrular havadar yer ve depolarda kurallara uygun şekilde saklanmalıdır.







2. Fiziksel Önlemler:



Kültürel önlemlere rağmen ortaya çıkacak sorunları daha az zararla atlatabilmek için fiziksel birtakım önlemlerin alınmasında zorunluluk vardır. Örneğin; bitkilerde ilk defa görülen hastalıklı yaprak, sap veya çiçek gibi kısımlar hemen toplanıp imha edilmelidir. Soğanlar kurutulmalı, depoya konmadan önce sıcak hava ile dezenfekte edilmeli ve dış zarları temizlenmelidir. Seralarda sıcaklığın artırılıp, orantılı nemin düşürülmesiyle kurşuni küf (Botrytis cinerea)’e karşı önlem alınabilir. Yine toprağın sıcak buharla dezenfekte edilmesi bir çok hastalığın çıkması ve yayılmasını önleyen etkili bir tedbirdir.





3. Biyolojik Önlemler:



Canlıları canlılara karşı kullanarak uygulanan bir mücadele yöntemidir. Günümüzde özellikle zararlı böceklere karşı yararlı böceklerin üretilip salınması veya ilaçlamalarda onların korunması ile birtakım zararlılar ve hatta hastalık etmenlerinin tahribatı önlenebilmektedir. Örneğin; bazı virüsler, kök kanseri, Pseudomonas solacearum ve Erwinia carotovora bakterileri ile kök çürüklüğü Sclerotium bataticola ve Ehizoctonia solani funguslarına karşı mücadelede bu yöntemden yararlanma mümkün olmaktadır.



4. Kimyasal (İlaçlı) Mücadele:



Zararlı ve hastalıkların önlenmesinde başvurulacak en son çare ilaçlı mücadeledir. Bunun için aşağıda belirtilen ön bilgilere ihtiyaç vardır.



a) İlaçların Hazırlanması:



Tarla, sera ve evlerdeki süs bitkilerinde kullanılan ilaçlar piyasada üç şekilde bulunur.



1.      Toz ilaçlar:

Bunlar piyasadan alındığı şekilde çeşitli tip körüklerle bitki üzerine püskürtülen ilaçlardır.



2.      Islanabilen toz (WP) ilaçları:

Toz ilaçlara nazaran daha fazla etkili madde ihtiva ettiklerinden belirli miktarları su ile karıştırıldıktan sonra kullanılan ilaçlardır. Bunun için ilacın herhangi bir hastalık veya zararlıya tavsiye edilen dozu küçük bir kabın içerisinde bir miktar su ile iyice karıştırılarak bulamaç haline getirilir. Bu bulamaç daha önceden ölçümlendirilmiş miktardaki ana suya dökülerek karıştırılır. Eğer ilaç doğrudan ana suya boşaltılarak karıştırılırsa mayide birtakım çözülmeyen ilaç topakları oluşabilir ve ilaçlamada istenen etkinin alınamadığı görülür.



3.      Sıvı İlaçlar:

Tavsiye edilen doz doğrudan doğruya ana su içerisine dökülerek karıştırılabilirler.



4.      Bordo Bulamacı:

Süs bitkileri hastalıklarına karşı geniş bir uygulama alanı olan Bordo bulamacının hazırlanması özel bir dikkat ve itina ister. Her şeyden önce Bordo bulamacının mutlaka tahta veya beton kaplarda hazırlanması gerekir. Örnek alarak % 1’lik Bordo bulamacı hazırlayalım;

50 litrelik bir tahta varilde 1 kg Göztaşı eritilir. 100 litrelik başka bir tahta varilde de 500 gram sönmemiş kireç su ile yavaş yavaş söndürülmek suretiyle eritilerek 50 litreye tamamlanır. Daha önce hazırlanan 50 litrelik göztaşı eriyiği kireçli su üzerine yavaş yavaş dökülür ve devamlı olarak karıştırılır. Hiçbir zaman kireçli su göztaşı eriyiği üzerine dökülmez. Kirecin yeterli olup olmadığını anlamak için bulamaca kırmızı turnusol kağıdı veya fenolfitalein’li kağıt batırılıp. Kırmızı turnusol kağıdı mavi, beyaz fenolfitalein’li kağıt ise kırmızı olursa bulamaç iyi demektir. Aksi olursa bulamaca bir miktar daha kireçli su ilave edilmelidir.



b) İlaçlama Tekniği:



Usulüne göre hazırlanmış olan ilacın gerçek etkisi ancak tekniğe uygun şekilde kullanılması ile ortaya çıkar. Bunun için aşağıdaki öneriler dikkatle yerine getirilmelidir.

- İlaçlamaya başlamadan önce ilaç ambalajı üzerindeki bilgiler dikkatle okunmalıdır.

- İlaç karışımı ilaçlamadan hemen önce hazırlanmalı ve bekletilmeden sarf edilmelidir. Ertesi güne bırakılan karışımın etkisi düşer.

- Islanabilen toz (WP) ve sıvı ilaçların atılmasında sırt pülverizatörü, atomizör veya tazyikli motorlu pülverizatörler kullanılmalı ve bitkinin her tarafının su ile kaplanmasına dikkat edilmelidir.

- Toz kükürt tatbikatında tozlama mutlaka körükle yapılmalı, kükürdün yapraklar üzerine toprak halinde düşmemesine dikkat edilmelidir. Ayrıca 16°C’nin altında ve 30°C’nin üstündeki sıcaklıklarda kükürt ilaçlaması yapılmalıdır.

- Gerek kükürt ve gerekse diğer toz ilaçlar özellikle öğleden önce veya akşamüzeri, tercihen havanın rüzgarsız olduğu zamanlarda atılmalıdır.

- Rüzgarlı havalarda ilaçlama zorunluluğu duyulursa ilaçlama sırasında rüzgarın arkadan gelecek şekilde olmasına özen gösterilmelidir.

- Bordo bulamacı ve bakırlı preparatlar yağışlı ve sisli havalarda kullanılmamalıdır. Aynı şekilde bitkilerin nemli olduğu zamanlarda da kullanılmaları sakıncalıdır.

- Süs bitkileri genellikle hassas bitkiler olduğundan hazırlanan ilaç önce birkaç bitkide denenmeli, yan etkisinin olmadığı görüldükten sonra uygulama genişletilmelidir.

- İlaçlı mücadelede kullanılan aletlerin mahlulü küçük zerreciklerle bitkiye püskürtmeleri sağlanmalıdır.



c) Mücadelenin Etkinliğini Yönlendiren Faktörler:



Hastalık ve zararlılara karşı uygulanacak mücadelenin etkin olabilmesi için dikkat edilecek hususları şu şekilde sıralamak mümkündür;

- Ekim veya dikimden önce toprağın sterilizasyonu veya ilaçlanması sağlanmalıdır.

- Seranın yalnız içi değil, çevresi de temiz tutulmalıdır.

- Sera ve çiçek üretilen diğer alanlarda bitki artıkları bırakılmamalı, ara yollar daima temizlenmelidir.

- Hastalıklı bitkiler ve yabancı otlar ayıklanmalı, yakılarak imha edilmelidir.

- Herhangi bir zararlı ortada yokken gelişi güzel ilaçlama yapılmamalıdır. Özellikle ihtiyaçtan fazla kullanılan organik fosforlu ilaçların çiçek gözlerinin açılmasına mani olduğu unutulmamalıdır.

- Ucuz, etkili ve doğal dengeyi bozmayacak ilaçların seçimine özen gösterilmelidir.

- Herhangi bir hastalık veya zararlıya karşı daima aynı ilaç değil, tavsiye listesinde olan ilaçlar sık sık değiştirilerek kullanılmalıdır.

- İlaçlar tavsiye edilen dozlarda kullanılmalı, kesinlikle fazlalaştırma yoluna gidilmemelidir.

- İlaçlama tekniğe uygun şekilde ve en iyi aletlerle yapılmalıdır.

- Külleme hastalığına karşı yapılan ilaçlı mücadelede yaprakların alt yüzlerinin iyice ıslanmasına özen gösterilmelidir. Zira hastalık yaprakların alt yüzünden bulaşır ve yayılır.

- Mantari hastalıklara karşı kullanılan ilaçların (Sistemik fungisitler hariç) sadece koruyucu etkiye sahip oldukları (tedavi edici değil) unutulmamalıdır.

- Kabuklu bitlere karşı yapılan ilaçlamalarda; bitki gövdesinin toprakla birleştiği yerden en uç sürgünlere kadara her tarafı ilaç tabakasıyla örtülecek şekilde ilaçlanmalıdır.

- Karanfil ve kaktüs bitkilerindeki hastalık ve zararlılara karşı kullanılan ilaçlı su içerisine mutlaka yayıcı yapıştırıcı maddelerden biri 100 litre mahlule 25 – 30 cc oranında ilave edilmelidir.

- Köklü karanfil çelikleri dikilirken önce Benlate veya Orthocide ilaçlarından biriyle hazırlanmış olan mahlüle bandırılmalı veya bu mahül can suyu olarak kullanılmalıdır.



d) İlaçların Korunması ve Zehirlenmelere Karşı Alınacak Önlemler:



- İlaçlar daima kendi kaplarında, serin ve kuru bir yerde kilit altında saklanmalıdır.

- İlaçlamaya başlamadan önce ambalajı üzerinde yazılı olan bilgi dikkatle okunmalıdır.

- İlaca çıplak elle dokunulamayacağı gibi ilaçlı suyu elle karıştırma yoluna da katiyen gidilmemelidir.

- İlaç kazara vücudun herhangi bir yerine döküldüğünde, o kısım sabunlu suyla iyice yıkanmalıdır.

- İlaçlama yapılırken mutlaka tulum giyilmeli, maske ve lastik eldiven kullanılmalıdır. Maske temin edilemediği takdirde ağız ve burun ıslak bir tülbentle örtülmelidir.

- ilaçlama sırasında sigara içilmemeli, ilaçlama biter bitmez el ve yüz bol sabunlu suyla yıkanmalıdır.

- Boşalan ilaç kapları başka amaçla kullanılmamalı, kırılarak veya ezilerek imha edilmelidir.

- İlaçlardan meydana gelen zehirlenmeler genellikle mide bulantısı, baş dönmesi, adale titremesi, kusma ve salya akması gibi belirtilerle kendini gösterir. Böyle durumlarda hasta, boğazına parmak sokularak veya tuzlu su içilerek kusturulmalı, yoğurt yedirilmeli, çiğ yumurta veya süt içirilmelidir. Eğer zehirli madde solunum yolu ile girmişse; hasta derhal açık havaya çıkarılmalı ve suni teneffüs yaptırılmalıdır.
- Zehirlenme olayı karşısında derhal bir doktora başvurarak, zehirlenmenin hangi ilaçtan ileri geldiği söylenmeli ve hatta mümkünse kullanılan ilacın ambalajı doktora götürülmelidir.

Hiç yorum yok: