1.
Kültürel Önlemler:
Bitkiyi hastalıktan korumak, tedavi etmekten çok daha
kolaydır. Bu nedenle üretim alanında aşağıda sıralanan kültürel önlemler
mutlaka alınmalı, böylece yetiştirilecek bitkilerin hastalık ve zararlılara
karşı daha dayanıklı olmaları sağlanmalıdır.
- Bir bitki birkaç yıl üst üste aynı alanda üretilirse,
topraktaki makro ve mikro elementlerin azalması sonucu bitkilerde fizyolojik
zayıflıklar ortaya çıkar. Bundan dolayı çeşitli hastalık ve zararlılara karşı
da son derece hassaslaşarak önemli ölçüde zarara uğrarlar. Bu durumda yapılacak
en iyi iş; aynı alanda yetiştirilecek bitki türünü her sene veya iki sende bir
değiştirmek suretiyle münavebe sistemi uygulamaktır. Ancak münavebeye girmeden
önce o yerdeki hastalık etmenleri ve zararlı türler iyi bilinmelidir.
- Tek ve çok yıllık bitkilerdeki virüs hastalıklarının
bir türden diğerine bulaşmasını önlemek için alan izolasyonu uygulanmalıdır.
Ancak izolasyon alanları arasındaki mesafenin 300 – 500 m arasında olması
gerekir.
- Üretimde kullanılacak çiçek soğanı, yumru, rizom,
tohum, çelik, fide, aşı kalemi, fidan
gibi materyaller tamamen sağlıklı olduğu bilinen yerlerden alınmalıdır.
- Fideler erken ve kaliteli yetiştirilmeli, küçük
saksılardan büyüklere veya bahçe ve seralara zamanında nakledilmelidir.
- Ekim ve dikimler en uygun zamanda yapılmalı, ekim ve
dikim derinlikleri tekniğe uygun olmalıdır.
- Toprak işlemesi ve sulamalar zamanında yapılmalıdır.
- Toprak belli zaman aralıklarıyla potasyum, süper
fosfat ve az miktarda da azot gübresi ile gübrelenmelidir.
- Yabancı otlarla mücadele muntazaman sürdürülmelidir.
- Çiçek ve tohum hasadı zamanında yapılmalıdır.
- Soğan, rizom ve yumrular havadar yer ve depolarda
kurallara uygun şekilde saklanmalıdır.
2.
Fiziksel Önlemler:
Kültürel önlemlere rağmen ortaya çıkacak sorunları
daha az zararla atlatabilmek için fiziksel birtakım önlemlerin alınmasında
zorunluluk vardır. Örneğin; bitkilerde ilk defa görülen hastalıklı yaprak, sap
veya çiçek gibi kısımlar hemen toplanıp imha edilmelidir. Soğanlar kurutulmalı,
depoya konmadan önce sıcak hava ile dezenfekte edilmeli ve dış zarları
temizlenmelidir. Seralarda sıcaklığın artırılıp, orantılı nemin düşürülmesiyle
kurşuni küf (Botrytis cinerea)’e karşı önlem alınabilir. Yine toprağın sıcak
buharla dezenfekte edilmesi bir çok hastalığın çıkması ve yayılmasını önleyen
etkili bir tedbirdir.
3.
Biyolojik Önlemler:
Canlıları canlılara karşı kullanarak uygulanan bir
mücadele yöntemidir. Günümüzde özellikle zararlı böceklere karşı yararlı
böceklerin üretilip salınması veya ilaçlamalarda onların korunması ile birtakım
zararlılar ve hatta hastalık etmenlerinin tahribatı önlenebilmektedir. Örneğin;
bazı virüsler, kök kanseri, Pseudomonas solacearum ve Erwinia carotovora
bakterileri ile kök çürüklüğü Sclerotium bataticola ve Ehizoctonia solani
funguslarına karşı mücadelede bu yöntemden yararlanma mümkün olmaktadır.
4.
Kimyasal (İlaçlı) Mücadele:
Zararlı ve hastalıkların önlenmesinde başvurulacak en
son çare ilaçlı mücadeledir. Bunun için aşağıda belirtilen ön bilgilere ihtiyaç
vardır.
a) İlaçların
Hazırlanması:
Tarla, sera ve evlerdeki süs bitkilerinde kullanılan
ilaçlar piyasada üç şekilde bulunur.
1.
Toz ilaçlar:
Bunlar piyasadan alındığı şekilde çeşitli tip
körüklerle bitki üzerine püskürtülen ilaçlardır.
2.
Islanabilen toz (WP) ilaçları:
Toz ilaçlara nazaran daha fazla etkili
madde ihtiva ettiklerinden belirli miktarları su ile karıştırıldıktan sonra
kullanılan ilaçlardır. Bunun için ilacın herhangi bir hastalık veya zararlıya
tavsiye edilen dozu küçük bir kabın içerisinde bir miktar su ile iyice
karıştırılarak bulamaç haline getirilir. Bu bulamaç daha önceden
ölçümlendirilmiş miktardaki ana suya dökülerek karıştırılır. Eğer ilaç doğrudan
ana suya boşaltılarak karıştırılırsa mayide birtakım çözülmeyen ilaç topakları
oluşabilir ve ilaçlamada istenen etkinin alınamadığı görülür.
3.
Sıvı İlaçlar:
Tavsiye edilen doz doğrudan doğruya ana
su içerisine dökülerek karıştırılabilirler.
4.
Bordo Bulamacı:
Süs bitkileri hastalıklarına karşı geniş
bir uygulama alanı olan Bordo bulamacının hazırlanması özel bir dikkat ve itina
ister. Her şeyden önce Bordo bulamacının mutlaka tahta veya beton kaplarda
hazırlanması gerekir. Örnek alarak % 1’lik Bordo bulamacı hazırlayalım;
50 litrelik bir tahta varilde 1 kg Göztaşı eritilir. 100 litrelik
başka bir tahta varilde de 500
gram sönmemiş kireç su ile yavaş yavaş söndürülmek
suretiyle eritilerek 50 litreye tamamlanır. Daha önce hazırlanan 50 litrelik
göztaşı eriyiği kireçli su üzerine yavaş yavaş dökülür ve devamlı olarak
karıştırılır. Hiçbir zaman kireçli su göztaşı eriyiği üzerine dökülmez. Kirecin
yeterli olup olmadığını anlamak için bulamaca kırmızı turnusol kağıdı veya
fenolfitalein’li kağıt batırılıp. Kırmızı turnusol kağıdı mavi, beyaz
fenolfitalein’li kağıt ise kırmızı olursa bulamaç iyi demektir. Aksi olursa
bulamaca bir miktar daha kireçli su ilave edilmelidir.
b) İlaçlama
Tekniği:
Usulüne göre hazırlanmış olan ilacın gerçek etkisi
ancak tekniğe uygun şekilde kullanılması ile ortaya çıkar. Bunun için aşağıdaki
öneriler dikkatle yerine getirilmelidir.
- İlaçlamaya başlamadan önce ilaç ambalajı üzerindeki
bilgiler dikkatle okunmalıdır.
- İlaç karışımı ilaçlamadan hemen önce hazırlanmalı ve
bekletilmeden sarf edilmelidir. Ertesi güne bırakılan karışımın etkisi düşer.
- Islanabilen toz (WP) ve sıvı ilaçların atılmasında
sırt pülverizatörü, atomizör veya tazyikli motorlu pülverizatörler kullanılmalı
ve bitkinin her tarafının su ile kaplanmasına dikkat edilmelidir.
- Toz kükürt tatbikatında tozlama mutlaka körükle
yapılmalı, kükürdün yapraklar üzerine toprak halinde düşmemesine dikkat
edilmelidir. Ayrıca 16°C’nin altında ve 30°C’nin üstündeki sıcaklıklarda kükürt ilaçlaması yapılmalıdır.
- Gerek kükürt ve gerekse diğer toz ilaçlar özellikle
öğleden önce veya akşamüzeri, tercihen havanın rüzgarsız olduğu zamanlarda
atılmalıdır.
- Rüzgarlı havalarda ilaçlama zorunluluğu duyulursa
ilaçlama sırasında rüzgarın arkadan gelecek şekilde olmasına özen
gösterilmelidir.
- Bordo bulamacı ve bakırlı preparatlar yağışlı ve
sisli havalarda kullanılmamalıdır. Aynı şekilde bitkilerin nemli olduğu
zamanlarda da kullanılmaları sakıncalıdır.
- Süs bitkileri genellikle hassas bitkiler olduğundan
hazırlanan ilaç önce birkaç bitkide denenmeli, yan etkisinin olmadığı
görüldükten sonra uygulama genişletilmelidir.
- İlaçlı mücadelede kullanılan aletlerin mahlulü küçük
zerreciklerle bitkiye püskürtmeleri sağlanmalıdır.
c)
Mücadelenin Etkinliğini Yönlendiren Faktörler:
Hastalık ve zararlılara karşı
uygulanacak mücadelenin etkin olabilmesi için dikkat edilecek hususları şu
şekilde sıralamak mümkündür;
- Ekim veya dikimden önce toprağın sterilizasyonu veya
ilaçlanması sağlanmalıdır.
- Seranın yalnız içi değil, çevresi de temiz
tutulmalıdır.
- Sera ve çiçek üretilen diğer alanlarda bitki
artıkları bırakılmamalı, ara yollar daima temizlenmelidir.
- Hastalıklı bitkiler ve yabancı otlar ayıklanmalı,
yakılarak imha edilmelidir.
- Herhangi bir zararlı ortada yokken gelişi güzel
ilaçlama yapılmamalıdır. Özellikle ihtiyaçtan fazla kullanılan organik fosforlu
ilaçların çiçek gözlerinin açılmasına mani olduğu unutulmamalıdır.
- Ucuz, etkili ve doğal dengeyi bozmayacak ilaçların
seçimine özen gösterilmelidir.
- Herhangi bir hastalık veya zararlıya karşı daima aynı
ilaç değil, tavsiye listesinde olan ilaçlar sık sık değiştirilerek kullanılmalıdır.
- İlaçlar tavsiye edilen dozlarda kullanılmalı,
kesinlikle fazlalaştırma yoluna gidilmemelidir.
- İlaçlama tekniğe uygun şekilde ve en iyi aletlerle
yapılmalıdır.
- Külleme hastalığına karşı yapılan ilaçlı mücadelede
yaprakların alt yüzlerinin iyice ıslanmasına özen gösterilmelidir. Zira
hastalık yaprakların alt yüzünden bulaşır ve yayılır.
- Mantari hastalıklara karşı kullanılan ilaçların
(Sistemik fungisitler hariç) sadece koruyucu etkiye sahip oldukları (tedavi
edici değil) unutulmamalıdır.
- Kabuklu bitlere karşı yapılan ilaçlamalarda; bitki
gövdesinin toprakla birleştiği yerden en uç sürgünlere kadara her tarafı ilaç
tabakasıyla örtülecek şekilde ilaçlanmalıdır.
- Karanfil ve kaktüs bitkilerindeki hastalık ve
zararlılara karşı kullanılan ilaçlı su içerisine mutlaka yayıcı yapıştırıcı
maddelerden biri 100 litre
mahlule 25 – 30 cc oranında ilave edilmelidir.
- Köklü karanfil çelikleri dikilirken önce Benlate veya
Orthocide ilaçlarından biriyle hazırlanmış olan mahlüle bandırılmalı veya bu mahül
can suyu olarak kullanılmalıdır.
d) İlaçların
Korunması ve Zehirlenmelere Karşı Alınacak Önlemler:
- İlaçlar daima kendi kaplarında, serin ve kuru bir
yerde kilit altında saklanmalıdır.
- İlaçlamaya başlamadan önce ambalajı üzerinde yazılı
olan bilgi dikkatle okunmalıdır.
- İlaca çıplak elle dokunulamayacağı gibi ilaçlı suyu
elle karıştırma yoluna da katiyen gidilmemelidir.
- İlaç kazara vücudun herhangi bir yerine döküldüğünde,
o kısım sabunlu suyla iyice yıkanmalıdır.
- İlaçlama yapılırken mutlaka tulum giyilmeli, maske ve
lastik eldiven kullanılmalıdır. Maske temin edilemediği takdirde ağız ve burun
ıslak bir tülbentle örtülmelidir.
- ilaçlama sırasında sigara içilmemeli, ilaçlama biter
bitmez el ve yüz bol sabunlu suyla yıkanmalıdır.
- Boşalan ilaç kapları başka amaçla kullanılmamalı,
kırılarak veya ezilerek imha edilmelidir.
- İlaçlardan meydana gelen zehirlenmeler genellikle
mide bulantısı, baş dönmesi, adale titremesi, kusma ve salya akması gibi
belirtilerle kendini gösterir. Böyle durumlarda hasta, boğazına parmak
sokularak veya tuzlu su içilerek kusturulmalı, yoğurt yedirilmeli, çiğ yumurta
veya süt içirilmelidir. Eğer zehirli madde solunum yolu ile girmişse; hasta
derhal açık havaya çıkarılmalı ve suni teneffüs yaptırılmalıdır.
- Zehirlenme olayı karşısında derhal bir doktora başvurarak,
zehirlenmenin hangi ilaçtan ileri geldiği söylenmeli ve hatta mümkünse
kullanılan ilacın ambalajı doktora götürülmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder